Çekmeköy’de Çanakkale Zaferinin 102. Yıl Dönümü ve 18 Mart Şehitleri Anma Günü Münasebetiyle Şehit Aileleriyle Kore, Kıbrıs ve 15 Temmuz Gazileri İlçe Protokolü İle Bir Araya Geldi
20.03.2017
Çekmeköy Kaymakamlığı tarafından düzenlediği 18 Mart Çanakkale Zaferini ve Şehitleri Anma programı, büyük Çanakkale Zaferi'nin üzerinden geçen 102 yıl sonra hafızalara bir kere daha kazınmış oldu.
Gerçekleşen programa; Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, Çekmeköy Garnizon Komutanı Hasan Albay Yusuf Diker, Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, STK Temsilcileri, Kamu Kurum ve Kuruluş İlçe Müdürleri, şehit yakınları, gaziler, muhtarlar ve davetliler katıldı.
Programda açılış konuşmasını yapan Gazi Abdullah Ergül, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında verdiği mücadeleyi anlattı. Bir üniformalı teröristin omuzuna vurduğu dipçik darbesiyle yere düştüğünü söyleyen Gazi Abdullah Ergül, zorlukla ayağa kalktığını fakat kolunu kullanamadığını ifade etti. Gazi Abdullah Ergül "O kolumu kullanamadıysam diğer kolum vardı. Diğer kolumu da kullanamasaydım, ayaklarım vardı. Ayaklarımı mücadele ederdim. Ayaklarım kesilseydi kafam var, ağzım var ağzım ile o hainlerin boyunlarını kopartırdım” dedi.
Programda konuşan Çatalmeşe Mahalle Muhtarı Ömer Lütfü Gürsoy, 15 Temmuz'da vatan evlatlarının göğsünü Türkiye'ye karşı doğrultan silahlara doğru gerdiklerini. Bu hain kalkışmada ve vatan için canını veren tüm şehitlere, şehit olmak için çabalayan gazilere sonsuz minnettar kaldıklarını ifade etti.
Bir diğer 15 Temmuz Gazisi Metin Doğan programda yaptığı konuşmada İstanbul’u ve yaşamayı çok sevdiğini ifade etti. Gazi Metin Doğan, “Hiç televizyon izlemiyorum, sosyal medya kullanmıyorum ve sadece 3 saat uyuyorum. 2012 yılında psikiyatrist olmaya karar verdim ve tekrar tıp fakültesine başladım. Şuan Çapa Tıp 4.sınıf öğrencisiyim. Hayatı ve yaşamayı bu kadar çok severken 15 Temmuz gecesi uğruna hiç düşünmeden canımı verebileceğim bir vatanım olduğu için şükrediyorum.” dedi.
Darbe girişimini ilk öğrendiği anı anlatan Doğan, “15 Temmuz gecesi spor salonundan çıkmış eve gidiyordum. İlk olarak otobüste öğrendim ve hatta buna sevinenler bile olmuştu. Sonra eve gidip televizyonu açtım ve yapılan canlı yayınlarda tankları görünce bunda bir anormallik sezdim. Bunlar bu kadar rahat yayın yaptıklarına göre bunların farklı planları var ve gezide nasıl sahte yayınlarla kaos ortamı oluşturdularsa yine aynısını yapacaklarını düşündüm. Bunları düşünürken aklıma canlı yayında gördüğüm tankların paletleri altında eğer biri ezilir ve insanlar bunu izlerse herkes olayların gerçekliğini anlayıp sokaklara dökülür diye düşündüm. Çünkü darbe kimsenin aklına gelmemişti. İnsanları şoktan çıkarmak içi hızla evden çıktım. Motosikletli bir genç gördüm ve beni havalimanına götürmesini rica ettim ve o genç de hiç sorgusuz hipnoz olmuş gibi beni aldı ve alana gittik. İnerken çocuğa benzin alması için para vermek istedim ama kabul etmedi. Yolda sana söylemedim tedirgin olma diye ama ben buraya ölmeye geldim paraya ihtiyacım yok dedim ama yine de kabul etmedi. Dönüp gitti. Film gibiydi.
Yaklaşık 22 yıldır spor yapıyorum. 5 yıldır boks yapıyorum. Ama o askerlere saldırmayı hiç düşünmedim. Çünkü o tankın üzerine çıkıp askerlere saldırsaydık askerlere saldırılıyor diye ikinci grup çıkarılabilirdi. Allah bana öyle güzel hesap yaptırdı ki tanka tekme atmayı bile düşünmedim. Tek amacım tankın altında ezilmekti. Her şeyi bu kadar ince hesaplamışken onlarla karşılaştığımda ne yapacağımı düşünmemiştim. Tanka doğru giderken 8-10 asker havaya ateş açmaya başladı ve ondan sonra düşünmediğim şeyi dudaklarım söylemeye başladı: “Ben Türk askeriyim siz kimin askerisiniz?”. Çok hızlı bir şekilde tankın önüne gidip paletin önüne yattım. Oradaki herkes yapma diye bağırıyordu. fakat hedefe kilitlenmiştim amacım ezilmekti. Karşı tarafı tahrik etmeye çalıştım. Fakat tank fren yapıp durdu. Ardından oradaki insanları yüreklendirdim. Sonrasında eve gittim ve 1.5 saat sonra Cumhurbaşkanımızın yaptığı çağrı sonrası 2 milyon insan ölmek için sokağa döküldü. Buna oyun demelerinin nedeni onların beyinlerinin böyle bir sevgiyi algılayamaması.
Olayın ardından 3 gün evden çıkmadığını ve tankın altına yatan kişinin kendisi olduğunu söylemediğini anlatan Doğan, “4.gün tankı süren askerin üstü tarafından tehdit edildiğini öğrendim ve çıkıp konuşmaya karar verdim. O günden beri gittiğim yerlerde yaşadıklarımı anlatıyorum.” dedi.
Son olarak öğrencilere seslenen Doğan, “Yanımdan 3 şeyi ayırmıyorum. Siz de ayırmazsanız mutlu olursunuz. Birincisi vicdanınız. Ne yaparsanız yapın vicdanınıza sorun. İkincisi, cesur olun. Zalimleri güçlü kılan sizin korkaklığınız. Karşılarında dimdik durduğunuz zaman onların öyle güçlü olmadığını göreceksiniz. Haksızlık başkasına yapılıyor olsa bile karşısında durun. Üçüncüsü, yüzünüzden gülümsemeyi hiç eksik etmeyin. Güldüğünüz zaman daha çok mutluluk hormonları salgılanır daha sağlıklı bir kalbe sahip olursunuz. İnsanlar size daha pozitif yaklaşır” dedi.
Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz yaptığı konuşmada, “Gazi Metin kardeşim söylemesi gereken her şeyi söyledi yaşadıklarını anlattı anlatırken iki gazimiz de adeta o günü tekrar yaşadılar burada. 15 Temmuz öncesi ve sonrası bu ülke için şehit olmuş bütün şehitlerimize Rabbimden gani gani rahmet diliyorum. Bir de müdürümüz var onun eşi şu an burada yok. Çekmeköy'ün kuruluşunda birlikte çalıştığınız Vefa müdürümüz. O da Beşiktaş'ta patlayan bombada şehit olan bir müdürümüz. Dün 2 şehidimiz vardı bu ülke için bu millet için bundan önce şehit olmuş gerektiği zaman bundan sonra da tabii Allah vermesin bu ülke bu millet bu bayrak bu Kur'an için şehit olacak nice askerimiz olacak. Biz sizin acınızı sizin kadar hissedemeyiz. Bir şehit annesinin bir şehit babasının bir şehit eşinin bir şehit evladının bir gazimizin hissettiği kadar hissetme şansımız yok. Şehit annesi, bir şehit babası olup da bu ağır yüke sabır gösterenlere ne mutlu çünkü dünyaya gerdikten sonra iki ölen insan tekrar gelmek istememiş. Biri peygamberler diğeri de şehitler. Şehitler demiş ki ‘Ya Rab bizi bir kez daha dünyaya gönder bir kez daha senin için şehit olup sana gelelim’ Yaradan onlara kadar yüce bir makam vermiştir ki peygamberimizin sancağı altında olacaklar. Yüce Allah şehide ‘Ey Şehit sana cennet kapıları sonuna kadar açık buyur cennetime dediği zaman, ‘Ya Rab ben o cennete girmem’ Niye Ey Şehit dediği zaman Yüce Allah. Şehit ‘babam, eşim, annem, çocuğum, kardeşim, orada beklerken ben nasıl cennete gireyim’ diyor. Yüce Allah şehide yakınlarından 70 kişiye şefaat etme şefaatını veriyor. İşte öyle yüce bir makam” dedi.
Çekmeköy Garnizon Komutanı Albay Yusuf Diker yaptığı konuşmada, “Bugün 18 Mart Çanakkale ve Şehitleri Anma günü vesilesiyle şehitlerimizi anıyoruz. Bugün varoluşumuz ve burada bulunmamızın sebebi olanlara bağlı. Geçmişte onlar canlarını hiçe sayarak bu vatanın birlik ve beraberliği, şanlı bayrağın hür dalgalanması için canlarını feda ettiler. Hepsinin mekanı cennet olsun. Hepsini saygı, minnet ve şükranla anıyorum. Yakın zamanda geçirmiş olduğumuz menfur hain darbe teşebbüsünü lanetle kınıyorum. Yine bu olayda hayatını kaybetmiş şehitlerimize minnet ve şükranla anıyor, gazilerimize Allah'tan sağlık, huzur ve uzun ömürler diliyorum. Silahlı Kuvvetlerin bir Mehmetçiği olarak birlik ve beraberlik, şanlı al bayrağın dalgalanması için milletimizin ve devletimizin emrinde olmaya devam edeceğiz. Bugünün anısına bu güzel toplantıyı düzenleyen Sayın Kaymakamıma ve Belediye Başkanıma ve katılan tüm saygıdeğer konuklara şükranlarımı sunuyorum.
Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız yaptığı konuşmada, “Hepinize hayırlı Cumalar diliyorum. Bu güzel yemeğin ilçemize İstanbul’umuza ve Türkiye'mize güzellikler getirmesini diliyorum. Bugün Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü fakat biz bu vesileyle sadece aziz şehitlerimiz değil gazilerimizi de bir arada görerek insanlarımızla, kurum ve kuruluşların amirleriyle birkaç lokmayı paylaşımda bu güzelliğe ortak olalım birlikte dua edelim istedik.
Bu vesileyle teşrif ettiğiniz, hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Çanakkale Zaferi ile 15 Temmuz’da iki ruh var bir tanesi merhum Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'mızda ‘Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar’ diye tanımladığı kesim bütün masum ve mazlumları ezmeye çalışan emperyalist zalim batının Amerika'nın Avrupa’sının ve İsrail'in birleştiği sadist alçak bir ruhu açıklıyor.
Bu ruh Çanakkale'de Dünya'dan diğer bir tarafından insanları getirip ülkemizi işgal etmeye çalıştı 15 Temmuz'da da bulduğu kuklaların eliyle hainlerin eliyle, FETO denilen terör örgütünün eliyle, bu toplumu bozmaya çalıştılar, birlik ve beraberliğimizi bozarak memleketimizi işgal etmeye çalıştılar. Çanakkale'de nasıl atalarımız mücadele ettiyse, 15 Temmuz'da da o kahraman atalarımızın kahraman evlatları da aynı güzelliği gösterdiler. Rabbim bu güzelliğe katkı yapan herkesten razı olsun” dedi.
Program yapılan konuşmaların ardından yemek ikramı ile devam etti. Yemeğin sonrasında tüm şehitlerin ruhu için Kur’an-ı Kerim okundu.